Politik olarak ilginç ama bekleneni veremeyen bir aksiyon filmi olarak No Escape filmi, Güneydoğu Asya’da adı verilmeyen bir ülkede yaşananları anlatıyor. ABD’li inşaat mühendisi Jack Dwyer bu ülkedeki bir Amerikan su arıtma tesisinde yüksek ücretle yani iyi bir fırsatla çalışmak üzere ailesi ile birlikte ülkesinden ayrılır. Bu büyük karar kendisi ve ailesi üzerinde umulmadık olaylara neden olacaktır. Tam da ülkede kopan bir isyanın ortasında kalmak gibi. Ailesi ile birlikte geçici olarak bir otele yerleşen Dwyer, geldikleri günün ertesi sabahında gazete aramak için sokaklarda dolaşırken isyancılarla polisler arasındaki çatışmanın arasında kalır. Bu çatışmadan kurtulmaya çalışırken neler olduğunu anlamaya çalışsa da otele geri dönene kadar neler olduğunun farkına varmaz. İsyancılar yabancılarla işbirliği yapan devlet başkanlarını öldürmüştür ve ülkedeki yabancıları da linç etmenin peşindedirler. Bunun için de yabancıların genellikle oldukları otel gibi yerlere saldırırlar. İşte tam da böyle bir an Dwyer’in karşısındadır. Ailesiyle kaldığı otel büyük bir isyancı grubu tarafından kuşatılmıştır. Yabancıları savunacak hiçbir polis ya da asker ortada yoktur. Dwyer ailesini nasıl koruyacaktır? Bu cehennemin içinden çıkmak nasıl mümkün olacaktır? Evet, Kaçış Yok (No Escape) filmi bu sorular üzerine kurulmuş bir senaryoya sahip. Aslında özellikle ABD izleyicisi için böylesine bir durumla karşı karşıya kalsaydınız, ne yapardınız sorusunu akıllara getirmek için planlanmış bir yapım gibi de görünüyor açıkçası.
Ne var ki senaryo ilgi çekici dursa da, olayların işlenişi ve Dywer ile ailesinin kurtulma çabaları biraz sönük ya da yetersiz anlatılan bir film olmuş. Söylediğim gibi sanki servis edilmiş bir film gibi. Kaçmak için ABD konsolosluğuna geldiklerinde buranın viran olduğunu öğrenmeleri daha çarpıcı bir dille ele alınabilirdi, mesela. Her neyse filmi kurtaran şey ise yani imdb puanının görece yüksek olmasındaki etkili olan şey konuyu bir şekilde getirip Vietnam’a bağlamaları. Malum, ABD bir zamanlar Vietnam’a girmişti. Yani filmdeki politik mesajlar yaşanan hikayenin anlatılış, işleniş tarzından daha iyi. Filmde yer alan Pierce Brosnan’ın canlandırdığı başka bir Amerikalı Hammond adlı karakterin söylediği söz filmin bir günah çıkarma anlamı taşıdığına işaret olabilir:
“Bizim bu bölgede menfaatlerimiz var. Ülkelerimizin. Ticareti yürütenlerin burada çıkarları söz konusu. Ben de iyi bir şekilde arkadaşça karşılarına çıkıp hizmetlerimize karşılık onlara kredi teklif ediyorum ödeyemeyeceklerini bile bile hem de. Ardından elektrik santrali, su arıtma tesisleri, otobanlar inşa ettik. Ne oldukları önemli değil. Sıra bize borçlarını ödemeye geldiğindeyse hepsine sahip olduk.”
İzlenir mi? Evet, bence izlenir. Çünkü ailenizle bir tatile ya da böylesi bir iş seyahatine çıkıyorsunuz, kendi ülkenizden çok uzaklara. Sonra tam bir isyanın ortasında kalıyorsunuz. Ne yapardınız? Bu soruya cevap arayan bir film izlenir diye düşünüyorum.
Fragmanı şöyle,
Son olarak Güneydoğu Asya ülkesinden bahsediliyor ama filmin senaryosunun yaşandığı ülke söylenmiyor. Filmin çekimleri Tayland’da gerçekleştirilmiş ama filmin hikayesi Tayland ile ilgili değil. Bahsedilen rejim Tayland’ın komşusu olan Kamboçya ile ilgili diye tahmin ediyorum.
Gökhan Atmaca – twitter.com/kuarkatmaca
