PK – Bir Aamir Khan Filmi

Gökyüzünde çok fazla yıldız var. Saymayı hiç denediniz mi?
Şimdi başlasanız sadece bizim galaksimizdekileri bitirmeniz 6000 yılınızı alır ve daha bir çok galaksi var. Bilim insanları iki milyardan fazla olduğunu söylüyor.
Yani bu milyarlarca gezegende bizim gibi insanların olması mümkün değil midir?
Bizim Mars’ta ve Ay’da yaşam aradığımız gibi onlar da belki bize ulaşmaya çalışıyorlardır.

pk-afisBu sözlerle başlıyor PK filmi. Aamir Khan yine başrolde. Yine kendisinden beklendiği gibi sorunların üzerine gitmiş, tersliklerin üstüne basa basa yanlış olduğunu anlatmış. Hatırlayın 3 Idiots’u, Fanaa’yı ya da Taare Zameen Par‘ı. Güzel bir kurguyla o uzun süren müzikli Hint danslarını bile umursamıyorsunuz, ben artık kanıksadım bile. Aşkı, mutluluğu, hüznü ya da bir durumu müzikle anlatmanın neresi kötü. Neyse, biliyorsunuz Hindistan çok kalabalık bir ülke, çok sayıda farklı dil, din, mezheplere ayrılmış insan topluluklarının bir arada yaşadığı toprakların üzerine kurulu. Haliyle bu çeşitlilikte, bu zenginlikteki bir ülkede sorunlar da yok değil. PK filmi ise bu farklılıklardan kaynaklandığı ileri sürülen sorunlar üzerine odaklanmış. Açık bir dille Hindistan’daki din karmaşasına eleştiride bulunuyor, bunu yaparken de mizaha başvuruyor. Aşağılamıyor, mizahtan yardım alıyor. Mizahla sorunların ne olduğu sunuluyor. İnsanların nasıl kandırıldığına ya da bazı şeylere insanların nasıl da kolayca inandığını sorguluyor. Tüccarlaşan dini faaliyetlerden, insanın var oluşuna, insanların bir arada yaşayışına, neden kavga ettiğimize dair pek çok sorgulama var. Ancak tek yönlü bir bakış yok filmde, farklılıklarımızın gerçekten zenginliğimiz olabileceğini de öne sürüyor. Filmin güçlü bir dili var. Bence bu, filmin işlediği konular, olaylarla doğrudan kaynaklanıyor.

PK bir doğu filmi, doğudan yükselen bir ses, bir Aamir Khan hikayesi. Gelelim Aamir Khan’ın PK isimli filminin hikayesine. Aamir Khan başka bir yıldızın yörüngesinde dolanan gezegenden dünyamızı keşfetmek için gelen PK ismi verilmiş bir yabancı rolünü oynuyor. Dünya’ya ilk geldiğinde başına gelen şey ise hırsızlık. Dünya’ya geldiği uzay gemisini kontrol eden cihaz değerli bir kolye sanılarak çalınıyor. Dakika bir gol bir yani. Kalakaldı Dünya denen yerde, bizim gibi. Şimdi kolyenin-cihazın peşinde. Ancak dilimizi bilmiyor, kaldı ki geldiği yerde de konuşma diye bir şey yok. Zihinden iletişime geçiyorlarmış. Hiç yalan yok, farklı anlamlara gelen kelimeler yok. Buradan bile felsefe yapılabilir. Neyse devam edelim. Çıplaklarmış. Evet geldiği gezegende. Bunu da filmin içinde “bak şu kargaya, o da çıplak değil mi? ona bir kravat taksak nasıl görünürdü?” diye sorarak geçiştiriyorlar. Dilimizi ya da Hindistan’da konuşulan dili öğrenme macerası bir müzikal havasında olmuş, görmelisiniz (:. Evine geri gitmek için kolyeyi ararken insanları tanıyor, tutarsızlıkları, terslikleri fark ediyor. Bunları anlamaya çalışıyor. Aslında filmi izleyenlere, insanlara dışarıdan bakıyormuşçasına bizi anlatıyor. Ancak filmin hikayesinin merkezinde Pakistanlı müslüman Sarfaraz Yousuf ve Hindistanlı Hindu Jaggu Janani Sahni de var. Onların bu hikayedeki rolünden burada bahsetmeyeceğim. Çünkü filmin sonunu belirliyor. Ancak PK yani Khan’ın canlandırdığı karakter tanrıyı ararken Jaggu ile karşılaşıyor. Jaggu o sıra ulusal bir televizyonda muhabir olarak çalışıyor. Jaggu’nun babası katı bir şekilde dinine bağlı. Aslında inancını yönlendiren bir guruya bağlı. Tapasvi Maharaj adındaki bu guru insanları kandırıyor ve onların inançlarını, umutlarını kullanıyor. Jaggu bunların farkındadır ama babası onun tam tersine bu gurunun en büyük takipçilerinden. Babasına rağmen bu adamın sahteliklerini ortaya çıkarmak istiyor. PK da çalınan cihazın Tapasvi’de olduğunu öğrenince, Jaggu ile birlikte gerçekleri insanlara anlatmaya başlar. Filmin sonuna gelindiğinde ise PK ile Tapasvi canlı olarak yayınlanan bir televizyon programında karşı karşıya gelirler. İşte “düğüm” burada çözülür.

Film içindeki bir muhabbet.

Film hakkında söyleyeceğim birkaç şey daha var. Kendi ülke sorunlarını ele alırken insanlığa da aslında mesaj veren bir film olmuş. Ancak mesaj verme kaygısı olduğunu düşünmüyorum bu filmin. Çünkü konuları sadece işlemişler, peş peşe sorular sormuşlar. Bir sahnede görüyorsunuz ki, uzaydan gelen PK hem müslüman, hem hristiyan, hem budist, hem hindu hem de sikh oluyor. Farklı inançların gereklerini yerine getiriyor. Bunu yapması bile bir şeyler söylüyor, bir şeyler söylemesine gerek yok. Bir filmin bu denli bir perspektife sahip olduğunu görmemiştim. Bu perpekstif hakkında sadece fikir sahibi olmak için bile izlemenizi tavsiye ederim.

IMDb puanı 8.7 olan filmin fragmanı,

Şuradan izleyebilirsiniz.

Gökhan Atmaca – twitter.com/kuarkatmaca

Share

You may also like...

6 Responses

  1. film izle says:

    aamir khanı daha önceden bilmiyordum bu filmi izledikten sonra gerçekten işini iyi yaptığını gördüm ve birkaç tane daha filmini izliycem..

  2. ekskiz says:

    taere zamen paar

Leave a Reply